Günceler

Pazartesi

MUTLU YILLAR EMEKÇİLER...

Yılbaşi geldi ne degisti?
Terlik,pijama ve tv. aynı yerde duruyor. Yılbaşını kutlayanlar bellidir.

Yılbaşını, emniyet görevlileri, temizlik işçileri, taksiciler, kestaneciler kısacası emeğiyle 365 Gün çalışan, çabalayan insanların günü olması gerekirdi.
Birileri gezsin,tozsun,eğlensin pislikleri temizleyen kişiler vardır. O kişilerin yılbaşısı ekmek kavgasıdır. Ocağının tütmesi yılbaşından daha önemlidir. Yeni bir yaş daha yaşlanıyoruz.
Ülkenin halinden ruhlarının haberi yoktur. Sadece tek bir kanat değil yandaşı yanında olanlar eğlenmeyi daha çok biliyor. Tepeden bakmayı on numara iyi yapiyorlar. Türk Askeri sınırın sıfır noktasında ve Suriye, ı
Irak, Afganistanda kimin için bekliyor.

Özellikle Suriyeliler, suriyelilerin rezillikleri diz boyu olacak iktidar secim kavgasından oturu olayları kapatacak. Suriyenin zenginleri olayları karıştıran, fakirleri orada ölüyor. Büyükşehirlerde barınamıyorlar.

Yaşasın yeni vergiler, zamlar, yasam pahalılığıda yok. Herşeyi güllük gulistanlik gibi yaşayanlara mutlu yillar. Nice 365 günlere efem...

Cumartesi

Mutlu Yıllar Son Kalan Umut ve Hayaller

 Bu blogda uzun zamandır yazmıyorum. Aslında yazmıyorum. Kalp denen organ, beyini hareket ettiriyor. Parmaklar yazıya dönüşüyor.

Insanın duygusal olması insani değerleri gosterir.Mekanik robotlardan farkımız duygularımız.
Acaba kim bu duygu?
Sarışın,mavi gözlü bir kız mi?
Kumral, at kuyruklu seksi bir kız mi?
Tabi hiç biri değil.😂😋

Insan neyi sever bir bedeni mi?
Yoksa kişiye duyduğu aşk dolu kalbi mi sever?
Yanıt sizlerde kalsın.
İşsizlik canıma tak ettiği için aptalca ve ahmakça şeyler yazıyorum.
Hayaller insanı umutlandirir, fakat kimi zaman  umutlandirmaz.

Çevremdeki insanların hayatları güllük ve gulistanlik değil. Bir ideallerinden vazgeçtiklerini gözlemliyorum.
İdealistlik karın doyurmuyor?
Para ve güce bir tek  ben tapıyorum. Işsizlik ruhumu yordu. Milyonlarca işsiz gibi umutlarım tükeniyor. Hayaller bir tarafıma  pek yakında hayal olacak gibi gözüküyor.

Sözlerime bir dizi repliğiyle bitirmek istiyorum.

Ölüm, ölüm nedir gülüm?
Ben senin için yaşamayı göz almışım.
Ben senin canın için ömrümü bir kabın içinde tutuştururum.

Benim sevgim Türkiye Cumhuriyeti'dir. Vatan benim namusumdur. Anamdır,bacimdir,karımdır,evladımdır ve vazgeçemeyeceğim bir parçamdır. Kendı hayatımdan vazgeçerim. Vatanımdan asla vazgeçemem.

Işsizligime bu ideal düşünceden vazgeçemediğim için çare bulamıyorum. Hayatımda umutlar tükeniyor.Hayaller bir tarafıma kaçıyor.
 Bu arada Mutlu Yıllar...
Sonuçta; "Ne Mutlu Türküm Diyene" diyerek noktalayayim.







Pazar

ALLAH SAHİBİNE BAĞIŞLASIN

Bugün bayramın 2.günüydü. Evde akşam yemeği saatleriydi.

Malum evde yaşlı insan olunca gelen gidende çok olur.
Burada yazdıklarımdan beni çözebilir veya tanıyabilirsiniz.
Eve gelen misafiri geri çevirmek olmaz. Buyurun hoş geldiniz.
Misafirin büyüğü bizim aile büyükleriyle yaşlılarla konuşur. Anne baba kendi akranlarıyla konuşur. Yaşıt temiz nur yüzlü bir kızçe de olursa kendi yaşadığımız evde bakmak zorunda kalırız.
Hem güzele bakmak sevapmış.
Kızın büyüğü ile bizim büyükler akrabalık bağları varmış.
Kızla ben aynı bölgede ama farklı ilköğretim okullarına gitmişiz.
Tanışıyor musunuz diye sorulunca ortaya farklı hikayeler çıktı.
Bir iki eski rivayet hikaye anlatırım.
 Kızçe tebessümle karşılık verir.
*******
Bana içimden Allah sahibine bağışlasın demek düşer. Uzun lafın kısası hoş kız.
Bir ara iş konusu açılır. Kızçe Sosyoloji okumuş.
Ben ise Gazeteci ikimizde tek noktası işsizlik.
Neden işsizim diye sorulunca mesleğin ilgili iş bulmak olmaz öğüdü yine verildi.
Ben mesleğimle ilgili iş devamlı aramadım. Basit sıradan kıytırık işler bile olmadı.
Niye olmadığı erkek olduğumdan askerlik sıkıntım var. Bu arada 56 günüm kaldı. 😂
Günlerim gerçekten çabuk geçiyor. Elim ayağım birbirine dolaşıyor.
Tedirginlikte olması apayrı bir durum.Biz konumuza dönersek.
Büyükler kendi sohbetlerini ederken tez zaman değil mi?
Misafirler eve gidiyor. Benim büyükler yaptı munzurluklarını beni utandırır.
*******
Bana askerden gelince kızçeye kız arkadaşlarını tanıştırması şakasını yaparlar.
Misafirler aynı tebessümle bir sağ salim gidip geleyim.Bana kız çokmuş cevabını verirler.
Ben kıp kırmızı mutfağa sığınırım. Ama giderken misafiri geçirmemek olmaz.
Off offf.
Buradan evdekiler bana karşı çok pis çöpçatanlık yapacaklarını göstere göstere belirttiler.
Ben bu kız muhabbetlerinden kaçmanın yollarını yapacağım.
Ama sıkıştığım nasıl bir manevra yaparım. Biraz susaklık'ta var.
Bana gerçek sevgiyle olmayan birisine nasıl bakarım bilmiyorum
Evdekiler eski kafa olduğu aşikar.
Burada mantık mı?
Yoksa karşılık sevgi mi?
İnsanların cevapları farklı olabilir. Ben bu sorunlarla uzun yıllar karşılaşacağım.
Şimdiden bunlar başımıza geliyor.
****
Hoş kızçe gitti. Sosyal medya araştırmasında eve gelen kızın ismini bilmeden öğreniyorsunuz. Bir su kabağı ilişkisi olduğunu öğrenince puff oluyor. 😂
Sonuçta her güzelin bir sahibi oluyor ve her kuşun eti yenmiyor...😂😂😂




Cumartesi

KORKUYORUM VE ROBOT DEĞİLİM...

  ...Korkuyorum. Korkum ölmek değil! (Sayılı Gün 57) 

Hayata karşı nefes almaktan başka bir şey yapmıyorum.
Şükrediyorum. Ama hep şükretmeye çalışıyorum. 
Korkum umut kırıntısının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasıdır.
Çevremdeki kişiler bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar.
Haksızlık,kul hakkı yemenin basitliği bu kadar kolay mıdır.
Sahte tebessümlerin çokluğuna insan ne kadar dayanabilir?
Evet gücüm yetmiyor. Hiç bir şeye yetişemiyorum,yapamıyorum . 
Bir baltaya sahip olabilecek miyim?
Bir aile ev bark sahibi olmanın hayallerini bir kurabilecek miyim?
İnsanlar öyle karamsar düşünme, canını sıkma zamanla her şey olur diyorlar ve diyecekler.?
************************
Ama son 57 günüm bacaklarım titriyor.
Bender asker olur mu?
Disiplin,düzen gibi temel sorumluluklar alabilecek miyim?
Bunlara gücüm,aklım ve yüreğim yetecek mi?
Bir Türk genci için en büyük şereftir asker olmak.
Ortaokul çağındayken hep askeri okul ve polislik okulu için sınava girdim. 
Ama benden bir cacık olmadı. 
Konsantre olmak ve odaklanmak. Herkes bunlar olunca oluyor diyor.
İnanmak başarmanın yarısıdır. Bizler Türküz.
İmanımız olduğu sürece üstesinden gelemeyeceğimiz şey yoktur.
Fakat her şeyi sıfırdan, sil baştan hayatı öğrenmeye çalışıyorum ve çalışacağım.
***********************
İnsan son tane umut kırıntısına kadar dayanabilir mi?
Umut Allah'ın ekmek kapısı bir şey gibi geliyor.
Yanlış veya doğru bilemem?
Düşüncelerimizin hiçbiri gerçekleşmeyebilir.
Hayallerimiz suya düşebilir yada yıkılır.
Dışarıdaki hayatı yaşayanların darbesi canımı çok acıtıyor?
Bunlara göğüs gelemeyecek miyim?
Elbette denemeden  bilemem. Zorlu hayatta nefes almaya çalışıyorum.
Bunlara ayak sağlayamıyorum.Devamlı deniyorum.
Denemelerim, uğraşmalarım ne kadar olabilir?
İnsan basitçe nefes almalı,aile kurmalı ve basitçe nefesini vermeli...
Ruh halim bozuk olabilir.
Sayılı günüm 57,56,55....3,2,1 gücüm,diğmam,nefesim yetecek mi?
Kaderimiz bize neyi sunar ve biçerse onu yaşayacağız.
**********
Etten, kemikten birisiyim. Bunları yazarken birden çok fazla duygu anını yaşayarak yazdım?
Kime ne?
Son umut kırıntısını kaybetmemek kolay olmayacak.
Tepeden bakmamak için Allah belki beni sınıyor. 
Kader çizgimiz neyse öyle nefes alarak soluyoruz... ♥




 

Salı

Sanki; İskambilden Bir Ev Gibiydi Herşey

Kağıttan Evin Yalnızlığı.,

Susuyordum. Bugünlerde susmayı tercih ediyorum.  Hiç bir şey konuşmuyorum.

Konuşunca her şey yıkılacak. Onun zamanında benim hayatımı bildiğini biliyordum. Bilmemiş gibi yapıyordum. Oyun oynamak galiba en kolayıydı. Oyunu oynadık kaybettim.
Basitlik,sadelik, yetememek insanın gözünü korkutuyor. Çaresiz yosunu izlemek güzeldi. Baklava börekle büyüyenler , gönül sevgisini kabul eder mi? Herkes hayatını kuruyor. Temiz bir sayfa açıyor. Hayatımızı şekillendiren Allah ne istiyorsa oluyor. Kader...

Malum, şu meşhur cümle insanın aklına geliyor. Aşk karın doyurmuyor. İnsan için hayal bile olsa iskambilden evde yaşamak güzel olurdu. İş güç sahibi olacağız. Aile kuracağız. Çoluk çocuğumuz olacak da ölme eşeğim ölme...

Yalansız,basitlik neden zor.
Erdemlik, arkadaşlık, paylaşmak zor olan mıdır.

Şairin dediği gibi. Sana gül bahçesi vaat edilmedi güzelim. Öğrenmek ile mutluluk. Uyum sağlandığı zaman insan mutlu olabiliyor

Eskiler saraylara anasının karnından doğmadılar. Doğanlarda hepsi zenginlikleri maddiyat görüyor. Asıl zenginlik
Evlendiğiniz zaman ailenizle birlikte olmak. Akşam yemeklerinde aile sıcaklığı mıdır.

Sümsük zengin olunca, herşey güllük gülistanlık olur mu?
Yaşamlarımızı,kaderimizi allahın izniyle yaşıyoruz. Kader bizi bir kez daha getirir mi?.. 

Pazartesi

Bana Esmeyi Anlat...

Bir Garip Rüzgar Özlemi...

Bu hafta rüzgar bir oraya götürdü.Bu buraya götürdü. Ama rüzgar bana esmeyi anlatmadı.

Takamızla buluşalım dedik. Onunla gşmış yapılaraörüşmeden önce bir İ.K. şirketiyle görüştük. Bildiğiniz ezecek insan arıyorlar. Görüşmemiz bitti. Arkadaşla buluşmadan önce çevredeki en yakın hastaneye ayak parmağımız şişmişti. Burada rüzgar ters tepti. Çünkü 25 yaşını geçmiş olduğumuzdan rüzgar bize buradan da esti.S.G.K, Alo 170 Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı, BİMERR 150 hepsi tırt oldu.
Takamızla taktık kafayı gezeceğiz. Onu yakalayana aşk olsun. Hiç kolay değil.

Kumkapı 1,2 fotoğraf tarihi surlar vs. derken Eminönü- Üsküdar Vapurunda rüzgar bize esti. Boğazın suları bizi az kalsın sırılsıklam yapacaktı.


Gözlerin Yanılgısı

Gözlerimiz boşluğa dalıp gitti.
Sahipsiz sularda yansıyan bakışlar
 Benim olsun isteriz
Sırlarım acı dağlar örer.
Kendi kayboluşlarım.
Sende dursun isterim.
Ağladık..
 Senin için ilk defa
Elimde parçalanmış.
 Bir hayat var aslında.
Hapsoldum söylediğim yalanlara.
Çıkışlar hep kapanmış
Ruhumda sokaklarda

Sırların acı dağlar örer
Kendi kayboluşlarım.
Sende dursun isterim
Ağladım senin için ilk defa..

Üsküdar Kuzguncuktayız. Çınaraltı kafe ve Bostanlığı gezdik. Tarih ve nostalji kokan sokaklar. Evler,köşkler insanı cezbediyor. Herşey güzel. İnsan dalıyor rüzgara. İnsan birgün sevdiği kişiyle aile kurup böyle bir yerde yaşamayı hayal ediyor. Taşlaşmış yapıların korkusu olmadan yaşamak güzel olur.  Kuzguncuka elvadıyı, boğaza karşı rüzgarın esmeyi öğretmesiyle bitiriyoruz...

Perşembe

KOŞ DELİMANYAK KOŞ KOŞ KOŞŞ..

Koş Koş Nereye Kadar Koş...

7 Ağustos Pazartesi haftanın başı harbi haftanın başı oldu. Ayaklarım şişti. Tabanlar alev-alev yanıyorum oldu. 😂 
Bir günde bir süre yere yetişiyor olmak. Aslında imkansızdır. Evin ihtiyacına koş. Arkadaşa koş tabi kaypaklık yapıyor orası apayrı alavere dalaverecilerle uğraşmak var.
 Bunlar arasında evin temizliği, çarşı pazar işleri yap-yap bitmiyor bitti. İnsanın ömür bitiyor. Yorgunluktan bitiyoruz mecazen. Anne gezmek ister onunla git. Kardeş emri var ki yaparak benim dediklerim olacak der. Anne kabul eder.Beni sürükler kaç yaşına geldim bir rahat bırakın. Nerede evlenince bile karışırım geline çok iş yaptıracakmış. Anlaşılan iki arada bir derede kalacağım.

Evet ev erkeği gibi bir şey oldum. Bunu ben istemedim. İşsizlik bunu yaptı. Sonra evdekiler akşama kadar evde yatıyorsun bir iş yap. Hemen hazır cevaplar evde ne yapılıyor ki? 
Enseyi karartmadan yatıyor muyuz?

Aslında ne hayur yada ne evet?

Yorulduğumda pembeli,kırmızı balonlu,sarı kalplı ve ayıcıklı yastığıma sarılıyorum. Uyumuyorum. Sadece kestiriyorum...