‘’
Haydi Gidelim BÜYÜKADA Turuna ‘’
Havaların düzelmesi ve güneşin yüzünü göstermesiyle
birlikte ne yapalım, nereye gidelim diyenler için bir tavsiyemiz var.
Öncesinde temiz hava da vapur yolculuğu daha sonra
ise ada gezintisi. Bizde rotamızı Büyükada’ya çevirdik.
Vapur yolculuğunun en güzel tarafı karadan
ayrılırken köpük köpük iz bırakarak ilerlemekti. Masmavi denizde, dalgaların
sesini duyup yosun kokusunu içinize çekmek. Kabataş -Kadıköy Büyükada arasında
ki yolculuk yaklaşık 90 dakika sürmekteydi.
İskeleye geldiğinizde ise sizi bilet satış
gişeleriyle bekleme salonunun bulunduğu bina yer almaktadır. İki katlı, dikdörtgen
planlı, kagir bir yapıdır.
Zemin katı kara tarafında, iki yanında dükkanların
sıralandığı bir giriş holü ile başlar.
Bu hol daha sonra ikiye ayrılıp, yolcu salonunun iki
yanında yolcu giriş çıkışını sağlayan geçitler halinde denize kadar uzanır.
Ortadaki sekizgen planlı yolcu salonunda girişin iki
yanına bilet gişeleri, bunların karşısına da birer oda yerleştirilmiş. Bu orta
salonun önünde iki tane küçük bekleme mekanı var. Salonu
deniz tarafında ters "U" biçiminde bir revak çevreler. İki yanda üst
kata çıkan merdivenler bulunur.
Yan cepheler genelde simetrik olmakla birlikte,
pencerelerin hem biçimi, hem de sıralanışında farklılıklar var. Yapının birçok
yerinde çini bezemeye rastlanmakla birlikte, özellikle sekizgen bekleme
salonunun duvarlarını dolaşan çini bordürdeki renkler ve desenler dikkati
çekici güzellikteydi. Ada’nın yüzölçümü 5,4 Km2.
Büyükada, yeşil ve mavinin buluştuğu noktada bir
inci tanesi gibi parıldayan beyaz ve görkemli yalılarıyla İstanbul’un gezilecek
mekanlarından birisiydi..
Büyükada’nın batı kesiminde 100 metre genişliğinde
olan Dil burnu yer alır. Güney bölgesinde Yörükali, kuzey bölgesinde ise Nizam
koyu bulunurken, Adanın doğu kesiminde de Karacabey koyu yer almaktaydı.
Dil burnu bölgesi adanın en can alıcı ve güzel
bölgelerinden biri olduğunu gösteriyor. Mesirelerden dolayı Dil Burnu’na olan
ilgi her zaman daha büyüktür. Sahilinden başlayarak 20-30 metre açıklara dek
sığ olan plaj, kum ve çakıl örtülü. Adanın beş önemli plajı bulunmaktaydı.
Bunlar, Kumsal Plajı, Naki bey Plajı, Prenses Plajı, Yörükali Plajı ve Eskibağ
Plajı’ydı.
İlerledikçe Büyükadanın çarşısı olan birçok lokanta,
market, fırın ve hediyelik eşya satan yerleri görürsünüz. Özellikle yemek
yerlerinin yanından geçerken sizleri karides, levrek, midye buyurun efendim! diyen
lokanta çalışanları karşılıyor.
Adaya gidipte
balık yememek olmaz. İklimsel özellikler balığın kalitesini, tadını ve
miktarını etkiliyor. Belli aylarda bazı balıklar daha fazla tutulurlar. Balık
türlerinin bol olduğu bir dönemde kalkanın en lezzetli ve en bol olduğu zaman
dır. Mercan, levrek,
kılıç ve kırlangıç bollaşır. Gümüş, kefal, mezgit, tekir ve barbunya
lezzetlidir ve çok tutulur.
Çok kalabalık, kimi saat kulesinin caddesinde, kimi
güzelim evlere bakıyor, kimi de deniz kenarında turlayıp balık yemekle meşgul. Bir
de fayton’a binenler var ki işte adaya has bir özellik bu. Motorlu
taşıtların yasak olduğu (resmi araçlar hariç) adada ulaşım bisiklet ve
faytonlarla sağlanır. Bu da İstanbul’un benzin kokan
havasından uzaklaşıp, bir nebze olsun temiz hava alabilmeniz için bulunmaz bir
nimet doğrusu.
Faytonlar belli bir düzende, belirlenen güzergahlar
arasında çalışıyor.
Adada sayamayacağınız kadar fayton var.
Bisiklet en ucuz olan ulaşım tercihi. Çünkü günlük
10 TL’ye bile bisiklet kiralamanız mümkün. Adada bisikletçiler arasında büyük
bir rekabet olduğu için, pazarlıkla bu işi daha da uyguna getirebilirsiniz.
Hazır bisikletlerden bahsetmişken, bir dipnot da eklemek istiyorum. Adanın insan
yoğunluğu bulunan caddelerine bisiklet ile girişler yasaklanmış.
Yol boyu
uzanan onlarca yıllık çeşitli ağaçların ardında, geniş ve bakımlı bahçelerin
ortasında bu güzel rum ve türk aydınlarının inşaa ettirdikleri konak ve
yalılara hayranlıkla bakıyoruz.
Adaya
gelmeniz için iki sebep var. Eğer tatil için geliyorsanız, ihtiyacınızı
karşılayacak derecede güzel ve temiz plajlar adanın çevresinde bolca bulunuyor.
Eğer kültür ve doğa turizmine çıkacaksanız, Büyükada bu ihtiyacınıza da
layıkıyla cevap veriyor.
İnsanlar
boşuna yüzmeye gitmiyor çok berrak 5 adet plajı mevcut; Kumsal Plajı, Naki Bey
Plajı, Prenses Plajı, Yörükali Plajı ve Eskibağ Plajı.
Büyükada’da bulunan bir mekan dış tarafı ahşap olan binanın önemli bir
özelliği var. Prens Adaları olarak da bilinen Eski Yunanca adı Prinkipos'tur.
Prinkipos Yunancada "Prens" anlamına gelmekteydi.
Havaların ısınması ile birlikte adada ki mimoza
çiçekleri açmış ve ortaya harika bir güzellik çıkmış. Adanın her tarafı
nostalji kokuyor. Bir müzeyi andıran güzellikte ki yapıları barındırıyor. Ada’
nın sokakları ise şirin evlerle çevrili bol yeşil alan ve dar sokaklara
sahipti.
Hafta sonunuzu değerlendirmek ve şehir hayatından
uzaklaşmak istiyorsanız size ada’da güzel bir gün geçirebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder